PULSUZ DAMGASIZ MEKTUPLAR;
ben
Keske
Takipteyim
Eskiden, cok eskiden
YAZ BANA
14.11.06
ne gelir elimizden insan olmaktan baska
Ne çıkar siz bizi anlamasanız daEvet, siz bizi anlamasanız da ne çıkarEh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.Hiçbir şey ! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarındaYıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıylaDönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşıkMenekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklaraMor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler kururHer yandan güneşler kurur, sanki yaz günüyledirBir adam kayboluyordur bir taşra sıkıntısıyla Deriz ki, "şuram ağrıyor" bir de, "başım dönüyor", "yanıyor avuçlarım"Belki de bir çığlık mı bu, bu seziş, bu yakınmaBir çığlık, hem de nasıl, katılmış, donmuş,yaşıyorcasınaUzansak ellerimizde uzansak avuçlarımızda, bir çığlıkNedir mi ellerimiz-korkunçtur bir elin bir köşesinde insanolmalarıyla-Korkunçtur insan olmalarıyla kıyısında bir yüreğinKıyısında gibi yangından, çok karanlıktan geçilmez caddelerinVe korkunç anlamsız gözlerinde ha dünya ha bir park bekçisininKorkunçtur insan olmaları, bir ceset, suda bir şapka gibi sallanaraktanBitmeyen bir selam gibi, hastayken, inceyken, yalnızlıklarda arananKorkunçtur-bunu anlıyoruz-bir yüzün en çoğul beyazındaKorkunctur insan olmaları güz ortalarında, eriyen türbe ışıklarındaVe korkunçtur eriyip kaybolmaların bir köşesinde insan olmalarıylaKorkunçtur korkunç!Diyerek: ben kimim, kime anlatıyorum, neyi anlatıyorum ayrıcaNeyim ben, bu olanlar ne, ya kimdir tüketen isteklerimiTüketen kim. Hani görmeden daha, sezmeden herşeyin bittiğini Ama ne zaman saçları kurularken çok eski bir alışkanlıklaÇökerken üstümüze bir sözün, bir gümüş kupanın o sebepsiz inceliğiAnsızın bir ürperişte: bitti mi herşey bitti mi Yoo, hayır! öyleyse kimdir tüketen isteklerimiBir rüzgar, duyulup binlercesi birden bir rüzgarBirakıp giden beni bir kenara, bir uzağı, yada bir boşluğu bırakır gibi Ve ben ki hazırımdır bir süre unutulmayaAma hep sorulur gibidir benden: ben şimdi ne yapsam acaba.Ben şimdi ne yapsam, ben şimdi ne yapsam kaç kere yalnızHem bunu kaç kere söylemek, ne türlü söylemek adınaEskimiş fırçalarda, kırılmış şişelerde, tozlanmış ilaç kutularındaOkunmaz kitaplarda, uzaksı giyişlerde çocuksuz avlulardaAnlamsız kahvelerde, bir yolun çok ucunda, asılmış koyun butlarındaBen şimdi ne yapsam, ben işte ne yapsam kaç kere yalnızKaç kere yalnız, ama kaç kere yalnız, gene kaç kere insan olmalarımla Kapansam, evlere kapansam, yıkanmış bir deniz bulacaksam oradaAnılar bulacaksam- anılar mi dediniz ? ne sesli bir vuruşmaOdalar bulacaksam, odalarda kadınlar, çiçekler, çok aynalarRakılar, gene rakılar, kırıklar sonsuz yaralarBulacaksam orada, bir koltuğu bir koltuğa doğruBir yüzü bir yüze, bir eli bir ele doğru yaklaştıran çocuklarSinekler bulacaksam, kaskatı yapan boşluğu, sineklerZorlanmış bir gülüşten-iğrenip birden-kusmalar, bulantılarBulacaksam belki de: susanlar, bilmem ki niye susanlarÖlüler bulacaksam-ölü gözleri onlar, cesetler, giderek dışa vurmalarNe dedik, dışa vurmalar mı, yani ilk aydınlığı mı ölümünÖlümün ilk aydınlığı mı, ne dedik, sahi biz ne deseydik bu konudaNe deseydik bilmiyorum, ama var bu kadarcık birşey insanın sonsuzundaBu kadarcık bir şey-İyi ya, peki, şimdi kim var sıradaSakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımızaYok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzlaNe güzel ellerimizle.. Başlayın, hadi başlasanızaÖrneğin bir kahve falı ? Az müzik ? Diyorum biraz İskambil!..Ama hiç seslenmeyelim-seslenmeyelim-içimizden oynayalım ayrıca- Dört kişiyiz!- Hayır on!.- Bin kişiyiz!- Bana kalırsa..Ne kadarcık bir fark var bizimle bütün insanlar arasındaÖyleyse başlayalım: Koz kupa! Ah şu sinek onlusu bire bir unutulmayaÇayınız soğuyacak! Çayınız mı dediniz ? Ne tuhaf biraz anlıyorum- Üç karo!- Pas diyorum!- Susalım baylar, dört kupa!Ah şu sinek onlusu! Koz kupa! Çayınız mı dediniz ? Susalım!Susalım-Niye susalım-Anılar mı dediniz ? Ne sesli bir vuruşma!Ya sonra ? Bırakın şu sonrayı, bilmem ki nedir o sonraGene mi, başladınız mı ? peki şimdi kim var sırada Sakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımızaYok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzlaNe güzel ağzımızla.. Yok canım, ben var ya, istiyorum sırada olmayı istiyorum-Sahi mi- ama isterseniz siz olunSiz olun, biz olalım kim olacak ? -Hep böyle oyalansanızaYani "Şu sinek onlusu, susalım baylar, koz kupa."Gibi oyalansanızaBiraz oyalansanıza.Bir oyun başka olamaz oyundan gibiBir söz başka olamaz sözden gibiBir şey başka olamaz şeyden gibiTam öyle gibi, varıyor gibi bir mutluluğa Ne gelir elimizden insan olmaktan başka Ne gelir elimizden insan olmaktan başka Ne çıkar siz bizi anlamasanız daEvet, siz bizi anlamasanız da ne çıkarEh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.Hiçbir şey ! Kimse bir gün gözlerimi sevmeyecek korkuyorumBir yaşlı kadın en erkek boyutundaKendisiyle çiftleşecek kaç kere yalnızKaç kere yalnız, kaç kere şaşırmış, bitkin kaç kereBir ölgün ses bulacak sesinden çok uzaklardaVardır ya, hani bir yer, uzakta çok uzakta Ölüm mü- yok canım, çok sesli bir evrende çok erken dahaÜstelik bilmiyoruz da, doğrusu bilmiyoruz, ölüm mü, bunu hiç bilmiyoruzDiyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarlaTavşansı sıçramalarla bitirsek şu ormanıBöylece, niye olmasın, işte bir orman dahaSanki bir gölgeye geldik; yorulduk, acıktık, susadık birazVe doyduk, ve içtik, ayıldık bir anlamdaAyıldık ve sorduk, baktık ki hep ormandayızKaç kere ölmemişiz, kaç kere sormamışız, bu kaçıncı dalgınlığımızYani kaç sesli bir evrende kaç kere yalnızNe ölmek, ne ansımak! sadece yaşamaklaTam öyle gibi.. Demeyin: eh, biraz yorulsak daDemeyin, sakın haa, yok şu kadar bir şey insanın sonsuzundaBiz şimdi ne yapsak, biz şimdi ne yapsak, biz işte birazbilmiyoruz ya Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla.(edip cansever 1961)
3:34 PM
14.11.06
ne gelir elimizden insan olmaktan baska
Ne çıkar siz bizi anlamasanız daEvet, siz bizi anlamasanız da ne çıkarEh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.Hiçbir şey ! Kadınlar geçtiği o kadın kokusu anlarındaYıkanmış, mayhoş ve taranmış duygularıylaDönüşür içimizde az menekşe, bir sarmaşıkMenekşe, hadi neyse, mor deriz sarmaşıklaraMor deriz, mor bilinir çünkü, bir yandan güneşler kururHer yandan güneşler kurur, sanki yaz günüyledirBir adam kayboluyordur bir taşra sıkıntısıyla Deriz ki, "şuram ağrıyor" bir de, "başım dönüyor", "yanıyor avuçlarım"Belki de bir çığlık mı bu, bu seziş, bu yakınmaBir çığlık, hem de nasıl, katılmış, donmuş,yaşıyorcasınaUzansak ellerimizde uzansak avuçlarımızda, bir çığlıkNedir mi ellerimiz-korkunçtur bir elin bir köşesinde insanolmalarıyla-Korkunçtur insan olmalarıyla kıyısında bir yüreğinKıyısında gibi yangından, çok karanlıktan geçilmez caddelerinVe korkunç anlamsız gözlerinde ha dünya ha bir park bekçisininKorkunçtur insan olmaları, bir ceset, suda bir şapka gibi sallanaraktanBitmeyen bir selam gibi, hastayken, inceyken, yalnızlıklarda arananKorkunçtur-bunu anlıyoruz-bir yüzün en çoğul beyazındaKorkunctur insan olmaları güz ortalarında, eriyen türbe ışıklarındaVe korkunçtur eriyip kaybolmaların bir köşesinde insan olmalarıylaKorkunçtur korkunç!Diyerek: ben kimim, kime anlatıyorum, neyi anlatıyorum ayrıcaNeyim ben, bu olanlar ne, ya kimdir tüketen isteklerimiTüketen kim. Hani görmeden daha, sezmeden herşeyin bittiğini Ama ne zaman saçları kurularken çok eski bir alışkanlıklaÇökerken üstümüze bir sözün, bir gümüş kupanın o sebepsiz inceliğiAnsızın bir ürperişte: bitti mi herşey bitti mi Yoo, hayır! öyleyse kimdir tüketen isteklerimiBir rüzgar, duyulup binlercesi birden bir rüzgarBirakıp giden beni bir kenara, bir uzağı, yada bir boşluğu bırakır gibi Ve ben ki hazırımdır bir süre unutulmayaAma hep sorulur gibidir benden: ben şimdi ne yapsam acaba.Ben şimdi ne yapsam, ben şimdi ne yapsam kaç kere yalnızHem bunu kaç kere söylemek, ne türlü söylemek adınaEskimiş fırçalarda, kırılmış şişelerde, tozlanmış ilaç kutularındaOkunmaz kitaplarda, uzaksı giyişlerde çocuksuz avlulardaAnlamsız kahvelerde, bir yolun çok ucunda, asılmış koyun butlarındaBen şimdi ne yapsam, ben işte ne yapsam kaç kere yalnızKaç kere yalnız, ama kaç kere yalnız, gene kaç kere insan olmalarımla Kapansam, evlere kapansam, yıkanmış bir deniz bulacaksam oradaAnılar bulacaksam- anılar mi dediniz ? ne sesli bir vuruşmaOdalar bulacaksam, odalarda kadınlar, çiçekler, çok aynalarRakılar, gene rakılar, kırıklar sonsuz yaralarBulacaksam orada, bir koltuğu bir koltuğa doğruBir yüzü bir yüze, bir eli bir ele doğru yaklaştıran çocuklarSinekler bulacaksam, kaskatı yapan boşluğu, sineklerZorlanmış bir gülüşten-iğrenip birden-kusmalar, bulantılarBulacaksam belki de: susanlar, bilmem ki niye susanlarÖlüler bulacaksam-ölü gözleri onlar, cesetler, giderek dışa vurmalarNe dedik, dışa vurmalar mı, yani ilk aydınlığı mı ölümünÖlümün ilk aydınlığı mı, ne dedik, sahi biz ne deseydik bu konudaNe deseydik bilmiyorum, ama var bu kadarcık birşey insanın sonsuzundaBu kadarcık bir şey-İyi ya, peki, şimdi kim var sıradaSakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımızaYok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzlaNe güzel ellerimizle.. Başlayın, hadi başlasanızaÖrneğin bir kahve falı ? Az müzik ? Diyorum biraz İskambil!..Ama hiç seslenmeyelim-seslenmeyelim-içimizden oynayalım ayrıca- Dört kişiyiz!- Hayır on!.- Bin kişiyiz!- Bana kalırsa..Ne kadarcık bir fark var bizimle bütün insanlar arasındaÖyleyse başlayalım: Koz kupa! Ah şu sinek onlusu bire bir unutulmayaÇayınız soğuyacak! Çayınız mı dediniz ? Ne tuhaf biraz anlıyorum- Üç karo!- Pas diyorum!- Susalım baylar, dört kupa!Ah şu sinek onlusu! Koz kupa! Çayınız mı dediniz ? Susalım!Susalım-Niye susalım-Anılar mı dediniz ? Ne sesli bir vuruşma!Ya sonra ? Bırakın şu sonrayı, bilmem ki nedir o sonraGene mi, başladınız mı ? peki şimdi kim var sırada Sakın haaaa!. biz yoğuz, bizi unutun, yok deyin adımızaYok deyin çünkü biz..biz işte korkuyoruz ne güzel korkumuzlaNe güzel ağzımızla.. Yok canım, ben var ya, istiyorum sırada olmayı istiyorum-Sahi mi- ama isterseniz siz olunSiz olun, biz olalım kim olacak ? -Hep böyle oyalansanızaYani "Şu sinek onlusu, susalım baylar, koz kupa."Gibi oyalansanızaBiraz oyalansanıza.Bir oyun başka olamaz oyundan gibiBir söz başka olamaz sözden gibiBir şey başka olamaz şeyden gibiTam öyle gibi, varıyor gibi bir mutluluğa Ne gelir elimizden insan olmaktan başka Ne gelir elimizden insan olmaktan başka Ne çıkar siz bizi anlamasanız daEvet, siz bizi anlamasanız da ne çıkarEh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da.Hiçbir şey ! Kimse bir gün gözlerimi sevmeyecek korkuyorumBir yaşlı kadın en erkek boyutundaKendisiyle çiftleşecek kaç kere yalnızKaç kere yalnız, kaç kere şaşırmış, bitkin kaç kereBir ölgün ses bulacak sesinden çok uzaklardaVardır ya, hani bir yer, uzakta çok uzakta Ölüm mü- yok canım, çok sesli bir evrende çok erken dahaÜstelik bilmiyoruz da, doğrusu bilmiyoruz, ölüm mü, bunu hiç bilmiyoruzDiyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarlaTavşansı sıçramalarla bitirsek şu ormanıBöylece, niye olmasın, işte bir orman dahaSanki bir gölgeye geldik; yorulduk, acıktık, susadık birazVe doyduk, ve içtik, ayıldık bir anlamdaAyıldık ve sorduk, baktık ki hep ormandayızKaç kere ölmemişiz, kaç kere sormamışız, bu kaçıncı dalgınlığımızYani kaç sesli bir evrende kaç kere yalnızNe ölmek, ne ansımak! sadece yaşamaklaTam öyle gibi.. Demeyin: eh, biraz yorulsak daDemeyin, sakın haa, yok şu kadar bir şey insanın sonsuzundaBiz şimdi ne yapsak, biz şimdi ne yapsak, biz işte birazbilmiyoruz ya Diyoruz: yaşasak çıkmazları, sevişsek olmayanlarla.(edip cansever 1961)
3:34 PM
Reach my prismic soul.
yalnizlligi sevmem, sevmemek de degil yalnizliktan korkarim, kahvalti yapmayi sevmem, sabah kalktigimda fado dinlerim, ankarayi pek coklarinin aksine seviyorum, sut tatlilarini tercih ederim, cesme'de methan dondurmacisinin sakizli dondurmasindan 1 kilo olsa yerim keske olsa, yolda olmayi hicbirseye degismem kaybolmayi seviyorum, barcelona'da yasamayi planliyorum, saraplara ilgim yuksek, en sevdigim chardonney, asansore binemiyorum, cok cabuk sıkılırım, yan flute basladim, daha once tangoya gitara italyancaya fransizcaya baslamistim sıkılıp biraktim, ani kararlar veririm pisman olurum yeni bi ani kararla sectigim yoldan donerim yine pisman olurum, kararsizim, arabayi hizli surerim duz vites tercihimdir, acikta yuzerim..
Unconditional Desires.
ucak biletleri ucuzlasa..
The endless connections.
Coming Soon
Mix the words up.
your tagboard code 'ere.
You are very welcome.
kimbuozge@gmail.com
|